‘Sevgilim’ dedi, “göğsümdeki en güzel oda senin…”
İnsan
başlangıçlardan korkar mı? Ben korkarım. Ayrılıklardan korktuğum içindi
sevmelerden uzak duruşlarım. Sonra sabah, vakti gelen ezan gibi hayatta yeni başlangıçlar
gelir dayanır kapına. En güçsüz, en beklenmedik, en olmayacak vakitte bulur
seni. Tutar kolundan, çocukken kuma gömüp kaybettiğin yeni ayakkabılarını
bulduğun günün mutluluğuna götürür. İşte o mutluluklar gerçektir boyun bir
metreye varana kadar. Sokaklarda yankılanan kahkahaların yapmacık değildir.
Dizlerinin yara bere içinde olduğu hatıra fotoğraflarındaki gibi gözlerin
kocaman, biraz telaşlı bakar.
Şarkıların anlam
kazandığı bir nokta vardır. Okuduğun kitapların altını çizerken seçici olduğun,
ona kurmaya layık bulacak bir cümle için geceyi gündüz ettiğin bir nokta…
‘Beklemek’ ne zor
bir kelime… Gözünü az önce açan bir yeni doğanın şefkat beklemesi gibi bir
beklemekten bahsediyorum. Kelimelere yeni baştan anlam verir bu duygu. Sadakat
gelir göğsünün tam orta yerine yerleşir. “Oruçtaki su gibi bekliyorum seni der
sana, susarak, canım yanarak…“
Yılların derin
uykusundan uyanan bir prenses edasıyla uyanmak gibi her sabaha bu hisle uyanmak…
Gördüğüm tüm şehirleri, ayak bastığım ülkeleri, yediğim yemekleri, bu zamana
kadar dinlediğim tüm şarkıları O’na anlatmak ister gibi, sanki hep eksik olan
bir parçayı bulup biraz korkuyla yerine özenle yerleştirir gibi… Uzun mektuplar
da yazsam hiçbir kelime yakışmıyor adının yanına. Anlat desen anlatamam. Sana
bakar uzun uzun susarım. Aramıza ne gereksiz kelimeler girsin isterim, ne
denizler, şehirler girsin bu vakitten sonra… Bu vakti uzun yıllar bekledim ben sevgili…
Sabırla, sebatla, canım acıyarak bekledim… Ama yüzüne bakınca yollar azalıyor,
güneş yeniden doğuyor, içimdeki karlar eriyor yüzüne bakınca… Saçlarıma dokunup
hoşça kal dedin veda ederken, gözlerin bana neler dedi bunu bilmeden döküldü
dilinden o sessiz kelimeler… Varlığın, artık her şey geçti diyordu.
Sen bana hoşça kal
dedin veda ederken, gözlerinse ‘üzülme’ dedi, “üzülme güzel kadın, hayatımıza bahar
geldi...”