Limon bahçelerinin arkasında bekliyorum seni dedi. Yolları yürüdüm, bekledim.
Ahh aptal çocuk, kimse beklemekle gelmiyor… Güneşler doğdu, güneşler battı, uzun masallar okundu, bitti. Renkler birbirine karışıyor, kokular ve kitaplar üstünü örttüğün ne varsa misliyle tekrar içine döküyor.
Desem ki, dünyanın en güzel şarkılarını söyleyeceğim sana, ne değişir?
Elin elimin yanında dursun desem, o yemyeşil göllerde birlikte yüzelim, hikâyelere bıkmadan adını yazacağım desem?
“Bir bardak su içsem şimdi, yaralarımdan dökülür.” diyor ya Cemal Süreya, elim gitmiyor zaten. Elim o yanda ne varsa hiçbir şeye gitmiyor. Yüzün yaz şekerlemelerinde gördüğüm rüyalardan öteye gitmiyor. Masalımın güzel kahramanı, adı adımın yanına en fazla yakışan insan, ellerim çok soğuk, bana bu sessiz yaz gecesini neden bıraktın?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder