15 Mayıs 2008 Perşembe

elinde kalan [ gönderilmemiş mektuplar ]

"gelse de, temelli kalsa da her kadın gibi günün birinde çeker gider björk.çünkü kadınların gitme noktası vardır.hayat gelipte o hassas noktasına tekabül ettiğinde çeker gider her kadın..elbette geldiği gibi,her kadın gibi björk'te gider.."

bir sabah o bilindik şarkıyla uyanırsınız ancak ses onun sesi değildir.gözlerinizi açarsınız ve yatağınızda bir yabancıyla göz göze gelirsiniz.o bilindik ezgiler onun dilinden dökülür.günaydın der size,günaydın kelimesinin yanına iliştirdiği kelime aşkım değildir,sevgilim değildir.onun seslendiği gibi seslenir size.eğreti gelir kulağınıza tınısı..sevdiğiniz kadının sesini ararsınız,yanınızdaki o kadını kendisi sanar..tutarsınız elini hem de hep onun tuttuğu gibi,iki parmağını alırsınız avucunuzun arasına yalnızca.alışmak istemezsiniz..alışırsınız ancak..geçmiştir zaman.adım adım geçmiştir sizin gözleriniz kapalıyken.uykular arası geçişte anlamazsın elini tutan kim.sarılırsın bir yabancıya,sevdiğini o sanıp..ona yaparsın kumdan kalelerini.ona söylersin en sevdiğin şarkıları.şarkılar...sizin şarkınızdır aslında dilinizden dökülen..o bilmez..benimser kendinin gibi.yanında geçirdiğiniz son zamanları hatırlarsınız..gitme diyip içinizden ona karşı suskun kaldığınız anlar..göz yaşlarınızın yanına iğnelediğiniz son cümleniz."sen benimsin!ben vermediğim sürece kimse alamaz seni benden...!!"peki söyleyin,izin verdiniz mi sevdiğinizin gitmesine??..onu başkalarının sevmesine razı oldunuz mu..??"gitme noktasına" gelmiş o kadına kolundan tutup "kal" diyemediniz mi??gidemezsin yüreğim sendeyken demediniz mi gerçekten?..geçen zamana inat kimi sevsem sensin demek ağır mı geldi gururunuza..yaptığınız hatalar,veripte tutmadığınız sözler,sevgisini acımasızca harcadığınız günler gelipte önünde size geçit vermediğinde,istediğiniz an öpüp sardığınız kadını hiç özlemediniz mi??uzaktan öylece bakıp onun hatalarıyla mı avuttunuz kendinizi??

beraber söylediğiniz şarkıyı bir yabancıya ezberlettiniz acımasızca..ona seslendiğiniz gibi seslendiniz hayatınıza yeni girene."hokus pokus" dediğinizde "puff" demeye alıştırdınız belki de.hayatınıza gireni onun kalıbına sokmaya çalışmak,yeni bir "o" yaratmak fikrinizde, acıtmadı mı yüreğinizi?iyi ki doğdun derken bir yabancıya,anımsamadınız mı onunda bir yaş büyüdüğünü aynı anda..peki bunları yaparken vicdanınız rahat mı?hayatta en büyük suç seven bir kalbi aldatmaktır.ve en mahir metafizik bile bu aldatıyı mazur göstermez..şimdi yalnızsınız geceleri.çalan her telefona o ararsa belki diye bakıyorsunuz.bir gece telaş içinde,aklınıza takılan bir soruyla uyandınız."sonunda elinize kalan neydi?"izin vermiş miydiniz sevdiğinizin gitmesine??..onu başkalarının sevmesine razı olmuş muydunuz..??"gitme noktasına" gelmiş o kadına kolundan tutup "kal" demek,gidemezsin yüreğim sendeyken demek yerine gururla örülü kabuğunuza mı çekilmiştiniz??savaşmak için mat olmayı beklemekle ne geçti elinize??cevap bulabildiniz mi??
birlikteyken bihaberdiniz geçen zamandan.saat gece yarısını vurduğunda Beyoğlu’nun sokaklarında koşarak zar zor yetiştiğiniz son araba sizi hayata yetiştirebildi mi?hiç edilen onca zamanın,istasyonda 2dakika ile kaçırdığınız metrodan ne farkı kaldı?oysa geçen sefer o vardı yanınızda,istasyonda..beklemişti sizi.gözleri kocaman..endişeyle..telaşla..gözünden süzülen damlayı silmiştiniz elinizle..
kabuslar görüyor musunuz geceleri?günah çıkarıyor musunuz gecenin karanlığına başınızı göğe kaldırıp?günah bedeninizi yakıyor mu?bu nasıl yangın diyor musunuz?soğuk soğuk terliyor musunuz??terasınıza oturup kareleri mi sayıyorsunuz yoksa?yalan yüzünüze yakışmıyor..elleriniz yetmiyor mu duygularınızı kapatmaya?yenildiniz mi yakışıklı dövüşçü??yenilmek size yakışmıyor...radikal kararla alıyor musunuz son zamanlarda?mesela 3le 4ü toplayıp 8 olduğunu iddia ediyor musunuz ısrarla?herkese,her şeye inat siyaha beyaz diyor musunuz?paradokslara son yazıyor musunuz??gözleriniz yanıyor mu kar yağdığında?ruhunuza çiğ düşüyor mu??her şeye ait olmak isterken hiçliğe sıkıştığınız oluyor mu?kime ait olduğunuzu unutuyor musunuz bazen?belli ki çoğu zaman..cevapsız kalan tek bir soru kaldı.."sonunda elinize kalan neydi?"izin vermiş miydiniz sevdiğinizin gitmesine??..onu başkalarının sevmesine razı olmuş muydunuz..??"gitme noktasına" gelmiş o kadına kolundan tutup "kal" demek,gidemezsin yüreğim sendeyken demek yerine gururla örülü kabuğunuza mı çekilmiştiniz??savaşmak için mat olmayı beklemekle ne geçti elinize??cevap bulabildiniz mi??


'2005 istanbul
(yazılarımı silmekten vazgeçmeye başladım)

3 yorum:

Adsız dedi ki...

Belli epey zaman geçmiş üzerinden,kimbilir neler yaşandı bitti ne karmaşık duygularla yazılmış hoş bir yazı.Biraz pişmanlık kokuyor Ezgi hanım söylemeden geçemeyeceğim. Yazınızı okurken bir şeyler elbet buldum kendimden yaşanmışlıklar arasından. Evet kabullenemeyiz o "çok sevdiğimiz" adamın gidip de bir başkasına tutunmuş olabileceğini. Hep bizim kalsın isteriz her şey,en sevdiğimiz oyuncağımız kırılsa da oynamasak da artık bir başkasına vermeye göz yumamayacağımız gibi. Hayat sürprizlerle doludur Ezgi hanım ki bunu siz gibi mucizelerle dolu birikintileri olan bir insana söylemek komik olur. Yazılarınızda zaten hayatın sürprizlerle dolu olduğunu söylüyorsunuz. Hayat herkes için böyle, ve -ne kadar o kadının biz olmasını istesek de- herkes için bir iz bırakan vardır,geçmişinde önemli yer tutan. Duygularımız yontuluyor gün be gün yeni yeni heyecanlara gebe kalıyoruz çoğu kez,eski yazılarınızı silmekten vazgeçmenize sevindim çünkü onlar sizi "siz" yapan.Sevgiyle kalın.

Adsız dedi ki...

bu güzel kelimelerle hayatımıza renk kattığınız için elinize sağlık, yazmaya yaşatmaya devam ezgi hanım.

'ez' dedi ki...

tamamen yaşadıklarımı yazmıyorum aslında ama herbirinde bir parça yaşanmışlık var elbet..teşekkür ederim iyi dilekleriniz için.