23 Kasım 2008 Pazar

ıssız...


Issız adam’ı izleyip darmadağın olmayan insanlar bir şeyleri eksik yaşamış gibi geliyor bana. Her duygudan nasibini almış biri olarak belki zamansızdı bu sahnelerle yüzleşmem ama sorgulamayı geciktirmek neyi değiştirirdi ki?...

*
İnsanlar doğar. İnsanlar yaşar. Yaş ekledikçe ömrüne her şeye anlam yükler bu doğru. Ama geriye baktığında ne kadar pişmanlığın birikiyor bunu sorgulamak çok cesaret gerektiren bir durummuş, çıkarken filmden bunu anladım. Hemen her gün yürüdüğüm caddede anlamsızca yürürken anlayabildim ancak. Kargasekmez bir ruha bürünmüştü binlerce insanın varlığına rağmen sokaklar. Aklımdan tek kelime geçmedi. Sonra binlercesi geçti. Sonra sesim derinimde gizlendi, ardından sesim sığmadı içime.

*
İnsanlar hayal eder. İnsanlar vazgeçer sonra… Hayallerimden ne zaman vazgeçtiğimi düşünüyorum. Hani reklamda da diyor ya. Çocukluğumda hayalini kurduğum ağaçtan evi bulmaktan, sırtımda 2parça giysimle bilmediğim bir şehre gitmekten, yağmur altında dans etmekten, eskiden yaptığım gibi sokakta kahkahalara boğulmaktan en önemlisi güvenmekten ne zaman vazgeçtim? Âşık olmaktan ne zaman vazgeçtim ben?

*
İnsanın bir tek kendine gücü yetmiyor öyle değil mi? Başkalarına söyleyebildiği kadar kolay dökülmüyor yalan cümleler dilinden. Ama çoğu zaman dürüstlük de para etmiyor. Düşündüm de henüz yeterince geç değil… Hayallerime ve fazlasına hala yetişebilirim belki de… Issız kalmak için belki de henüz çok erken…



11 Kasım 2008 Salı


“Başarılı gençler” bir kitap projesi olarak başlayan, şuan internet üzerinden yürüyen bir platform. Kendi alanında başarılı olmuş gençlerin röportajlarına yer vererek hem teşvik ediyor hem de insanların onları daha yakından tanımasını sağlıyorlar. Nisan 2008 de kurulmasına rağmen çok hızlı büyüyen ve okur kitlesi kazanan bir proje aynı zamanda. Genç köşe yazarlarının yetişmesine ve yürüttüğü yarışma projeleriyle genç seslerin duyulmasına imkân veriyorlar. Detaylı bilgi için www.basariligencler.com/ adresini ziyaret edebilirsiniz.
*
Başarılı gençler editörü, benimle de röportaj yapmak istediğini söylediğinde çok gururlandım öncelikle. Adı Yok Dergisi Editörü olarak uzun uzadıya sohbet ettik. Dergi’den, projelerimizden, kişisel hayatımdan… Sonrasında bu güzel metin çıktı ortaya. Bir kez daha teşekkür ederim. Röportaja aşağıdaki link üzerinden ulaşabilirsiniz. Keyifli okumalar.
*
** http://www.basariligencler.com/adi-yok-dergisi-editoru-ezgi-harmanci-gonul-isidir-yazmak.html

4 Kasım 2008 Salı

vakti gelmemiş miydi?


Yenilenmek… Adeta kökünden su aldıktan sonra eski dokularını terk eden bir bitki gibi…
Buna hayatımın her dönemi ihtiyaç duydum ve birçok kez yapamadım… Ama bu gücü şuan kendimde bulabiliyorum. Eskiye kıymak zordur. Her şeyin anısı vardır. Atamazsın, kaldıramazsın ve bir zaman sonra yüküne katlanmak zorlaşır…
Tıpkı bugün olduğu gibi. Derin bir nefes aldım bugün uyandığımda. Telefon rehberimi, kıyafetlerimi, kitaplarımı, ayakkabılarımı, kıyamadığım ne varsa sadeleştirmeye karar verdim. Ve en zoru insanları sadeleştirmek olacaktı bunu bilerek bir adım daha attım güne.
Ruhuma ağırlık eden ayrıntılardan sıyrılmak için geç kaldığım her gün enerjimden çalıyorum bu doğruydu…
Gereksiz şeyler yapmamak, zamanımı çalan konuşmalardan uzak durmak ve kafamdakileri yazabilmek için dinginleşmekti ihtiyacım...
Sence de vakti gelmemiş miydi??...